30 Mart 2009 Pazartesi

Videolar

Videoyu izlemek için resime tıklayın.....

Seni çok seviyorum anne...Yanımızdayken kıymet bilmek lazım...






Jessica Simpson_-_When you told me you loved me



Yolcu buruk baş gerek
Gözde daim yaş gerek
Huy biraz yavaş gerek
Yoksa yollar aşılmaz






Gülü Kalbinde yaşatanlar solmayacaktır...


FOTO ALBÜM


***Fotoğraflar albümümüzdekileri görmek için resime tıklayın....

28 Mart 2009 Cumartesi

Bir Rekabet Hikayesi


İkinci Dünya Savaşı'nın hemen öncesinde Almanya'da bir kasaba
Herzogenerauch'ta iki kardeş ayakkabı yapıp satmak üzere bir atelye açarlar;
Adolph ve Rudolph Dassler.
Savaş sonrası Adolph, Rudolph'a artık birlikte çalışmak istemediğini,
kendine ayrı imalathane açacağını söyler. Rudolph saşkındır. Ufacık
kasabada iki kardeş ayrı imalathanelerde rekabet edeceklerdir. Kardeşine bunun
mantıklı olmayacağını, bu ufak kasabada zaten insanların sayılı ayakkabı
satın aldıklarını, ikisinin birden iflas edeceğini söylese de Adolph bu
uyarıyı dikkate almaz ve kendine yeni bir ayakkabı imalathanesi açar.
Gerçekten de aralarında kıyasıya bir rekabet başlar. Rekabetleri
doğdukları kasaba sınırlarını dahi aşar. Iki kardeş ayrıldıktan sonra birbirlerine küslerdir ve Adolph 1978 yılında öldüğünde tam 29 yıl dargınlardır.

Bugün iki firmanın genel merkezi de bu ufak kasaba Herzogenerauch'tadır.
Adolph Dassler'in ayakkabı şirketinin adı ADIDAS, Rudolph'un ki ise PUMA'dır.

24 Mart 2009 Salı

....MÜZİKLER....


***İstek şarkıların bulunduğu sayfaya ulaşmak için yukardaki resime tıklayın...

En son eklenenler:
* Sıla-İnşallah
* Ajda Pekkan-Resim
* KIRAC - YILLAR SONRA
* Feridun Düzağaç - Boş Ders Şarkısı
* Gönül Bayrak - Telefonuma ses ver
* Gül Sorgun - Kalem seni parça parça kırarım





Ali Ayşe'yi seviyor...
Tıkla İndir/Dinle
Eylem Aktaş-Kömür Gözlerin... Tıkla İndir/Dinle
Hazal-Sevdalım... Tıkla İndir/Dinle
Aslı Güngör-Aşk herşeye değer... Tıkla İndir/Dinle
Hülya Kırbağ-Dört mevsimin birinde... Tıkla İndir/Dinle
Çağrı Göztepe - Aşk.. Tıkla İndir/Dinle
Aydın Öztürk - Ömrüm Senindir... Tıkla İndir/Dinle
Tolga Özkan - Ne ederim... Tıkla İndir/Dinle
Faruk Tınaz-Dile Kolay... Tıkla İndir/Dinle

Enstrumentaller
  1. Nicos-Secret Love (Tavsiye)
  2. Hoş sada (Tavsiye)
...İSTEKLER... (İndirmek veya dinlemek için üzerine tıklayınız)
İLHAN İREM - BOŞVER ARKADAŞ
KIRAÇ - EĞER İSTERSEN
HARAMİLER-MAVİ DUVAR
HALUK LEVENT-ACILARA TUTUNMAK
İLHAN İREM-BEN DEĞİLİM

SEZEN AKSU - MASUM DEĞİLİZ
KATY PERRY-HOT N COLD
ZEKİ MÜREN-GÖKYÜZÜNDE YALNIZ GEZEN YILDIZLAR
GÖKHAN TÜRKMEN - BÜYÜK İNSAN
LADY GAGA - JUST DANCE
LADY GAGA - POKER FACE
EDİP AKBAYRAM-ALDIRMA GÖNÜL
UĞUR IŞILAK-BİR GÜNEŞ DOĞACAK
Edip Akbayram - Eşkiya Dünyaya Hükümdar Olmaz (Münir Özel)

Zekai Tunca-Gülü Susuz seni aşksız bırakmam.






İsteklerinizi Yorum olarak yazın buraya ekleyelim..İyi dinlemeler...Matontez...

Aynalar Yalan Söylüyormuş

Ayna,ayna söyle bana benden,güzeli var mı bu dünyada?
Evet bu lafın,bilimsel olarak doğruluğu ispatlan dı.
İngilterede yapılan bir araştırma da
(St Adrew`s Üniversitesi`nin Algı laboratuarı`ndaki araştırmayı yöneten
Prof.Dave Perrett.)
Kişilerin aynada kendilerini nasıl görmek istiyorsa öyle gördüğünü,beynimizden yola çıkarak,isbatlamaya çalışmış.
Kişi aynaya baktığı zaman,yüzünün sağ tarafına odaklanır ve kendisini,görmek istediği gibi görürmüş.
Ama Prof, iddaa ettiği karşımızda ki kişiler yüzümüzün sol tarafına bakarlar ve ona göre güzelliğimizi veye yakışıklılığımıza karar verirlermiş.

Prof.Dave Perrett,beynin yüzleri tanıma yolunun,bu sonucu
doğurduğunu ve "Bir insana kendi fotarafını gösterin.
Sonra aynı fotoğrafın aynadaki aksini gösterin.
Bu kişi aynadakini daha çekici bulacaktır." dedi.
Profesör,insanın kendisini nadiren(OLDUĞU BİBİ GÖRDÜĞÜNÜ) söylemiş...

23 Mart 2009 Pazartesi

Diğer bölümler denemeleri

  • Fen Bilimleri 1 ve 2 Deneme Testleri ve Çözümleri

ÖSS FEN BİLİMLERİ 1 DENEME SINAVI - Dosya Indir
ÖSS FEN BİLİMLERİ 1 DENEME SINAVI ÇÖZÜMLERİ - Dosya Indir

ÖSS FEN BİLİMLERİ 2 DENEME SINAVI - Dosya Indir
ÖSS FEN BİLİMLERİ 2 DENEME SINAVI ÇÖZÜMLERİ - Dosya Indir

  • Sosyal Bilimler 1 ve 2 Deneme Testleri ve Çözümleri

ÖSS SOSYAL BİLGİLER 1 DENEME SINAVI - Dosya Indir
ÖSS SOSYAL BİLGİLER 1 DENEME SINAVI ÇÖZÜMLERİ - Dosya Indir

ÖSS SOSYAL BİLGİLER 2 DENEME SINAVI - Dosya Indir
ÖSS SOSYAL BİLGİLER 2 DENEME SINAVI ÇÖZÜMLERİ - Dosya Indir

  • Edebiyat Deneme Testleri ve Çözümleri

ÖSS EDEBİYAT DENEME SINAVI - Dosya Indir
ÖSS EDEBİYAT DENEME SINAVI ÇÖZÜMLERİ - Dosya Indir

  • Türkçe Deneme Testleri ve Çözümleri

ÖSS Türkçe DENEME SINAVI - Dosya Indir
ÖSS Türkçe DENEME SINAVI ÇÖZÜMLERİ - Dosya Indir

Matematik 1 ve 2 Deneme Testleri ve Çözümleri

ÖSS MATEMATİK 1 DENEME SINAVI - Dosya Indir
ÖSS MATEMATİK 1 DENEME SINAVI ÇÖZÜMLERİ - Dosya Indir



ÖSS MATEMATİK 2 DENEME SINAVI - Dosya Indir
ÖSS MATEMATİK 2 DENEME SINAVI ÇÖZÜMLERİ - Dosya Indir

ÖSS PUAN HESAPLAMA

Yapmış olduğunuz denemelerinizin netleri yazarak puanınızı hesaplayabilirsiniz..Tıklayın

21 Mart 2009 Cumartesi

Yaşamın Yankısı

Bir adam ve oğlu ormanda yürüyüş yapıyorlarmış. Birden çocuk ayağı takılıp düşüyor ve cani yanıp 'AHHHHH' diye bağırıyor.

İleride bir dağın tepesinden 'AHHHHH' diye bir ses duyuyor ve şaşırıyor.

Merak ediyor ve

- ''Sen kimsin?'' diye bağırıyor. Aldığı cevap 'Sen kimsin?' oluyor.

Aldığı cevaba kızıp - ''Sen bir korkaksın!'' diye tekrar bağırıyor. Dağdan gelen ses 'Sen bir korkaksın!' diye cevap veriyor.

Çocuk babasına dönüp

- ''Baba ne oluyor böyle?'' diye soruyor.

- ''Oğlum'' der babası, ''Dinle ve öğren!'' ve dağa dönüp ''Sana hayranım!'' diye bağırıyor.

Gelen cevap ''Sana hayranım!'' oluyor. Baba tekrar bağırıyor, ''Sen muhteşemsin!''

Gelen cevap; ''Sen muhteşemsin!'. Çocuk çok şaşırıyor, ama halen ne olduğunu anlayamıyor.

Babası açıklamasını yapıyor:

- ''İnsanlar buna yankı derler, ama aslında bu yaşamdır. Yaşam daima sana senin verdiklerini geri verir. Yaşam yaptığımız davranışların aynasıdır. Daha fazla sevgi istediğin zaman daha çok sev! Daha fazla Şefkat istediğinde, daha şefkatli ol! Saygı istiyorsan insanlara daha çok saygı duy. İnsanların sabırlı olmasını istiyorsan sen de daha sabırlı olmayı öğren. Bu kural yaşamımızın bir parçasıdır, her kesiti için geçerlidir.''

Yaşam bir tesadüf değil, yaptıklarınızın aynada bir yansımasıdır.

17 Mart 2009 Salı

EINSTEIN VE ŞÖFÖRÜ

Einstein bir çok yerde konferanslar vermişti. Bu konferanslara özel şoförün kullandığı bir otoyla gidiyordu. O konferans verirken şoför de dinleyiciler arasında oturarak onu dinlerdi. Bir gün yine bir yere konferansa gidiyorlardı. Bir aralık şoför, "-Dr Einstein," dedi, sizi o kadar uzun zamandır defalarca dinledim ki artık yapacağınız konuşmayı kelimesi kelimesine biliyorum." Yaşlı adam pası almıştı.

"-Pekala," dedi, "şimdi gitmekte olduğumuz yerde beni tanımazlar. Palto ve şapkalarımızı değişelim ve sen konuş."Şoför konuştu. Gerçekten de dersini iyi çalışmıştı. Biri çıkıp da daha önceki konferanslarda sorulmamış bir soru soruncaya kadar sorular kısmını bile başarıyla götürüyordu. Yine de bozuntuya vermedi:

"-Böyle basit bir şeyi sormanız gerçekten çok garip," dedi, "şimdi arka sırada oturan şoförümü çağıracağım ve size cevap vermesini söyleyeceğim."

16 Mart 2009 Pazartesi

STANFORD'

Kaba saba, soluk, yıpranmış giysiler içindeki yaşlı çift, Boston treninden inip utangaç bir tavırla Rektör'ün bürosundan içeri girer girmez, sekreter masasından fırlayarak önlerini kesti... Öyle ya, bunlar gibi ne idüğü belirsiz taşralıların Harvard gibi üniversitede ne işleri olabilirdi?

Adam, yavaşça rektörü görmek istediklerini söyledi. İşte bu imkansızdı... Rektörün o gün onlara ayıracak saniyesi yoktu... Yaşlı kadın, çekingen bir tavırla; ''Bekleriz'' diye mırıldandı... Nasıl olsa bir süre sonra sıkılıp gideceklerdi... Sekreter sesini çıkarmadan masasına döndü... Saatler geçti, yaşlı çift pes etmedi.. Sonunda sekreter, dayanamayarak yerinden kalktı. ''Sadece birkaç dakika görüşseniz, yoksa gidecekleri yok'' diyerek rektörü iknaya çalıştı. Anlaşılan çare yoktu...

Genç rektör, isteksiz bir biçimde kapıyı açtı. Sekreterin anlattığı tablo içini bulandırmıştı. Zaten taşralılardan, kaba saba köylülerden nefret ederdi. Onun gibi bir adamın ofisine gelmeye cesaret etmek, olacak şey miydi bu? Suratı asılmış, sinirleri gerilmişti.

Yaşlı kadın hemen söze başladı. Harvard'da okuyan oğullarını bir yıl önce bir kazada kaybetmişlerdi. Oğulları, burada öyle mutlu olmuştu ki, onun anısına okul sınırları içinde bir yere, bir anıt dikmek istiyorlardı.

Rektör, bu dokunaklı öyküden duygulanmak yerine öfkelendi. ''Madam'' dedi, sert bir sesle, ''Biz Harvard'da okuyan ve sonra ölen herkes için bir anıt dikecek olsak, burası mezarlığa döner...''

''Hayır, hayır'' diyerek haykırdı yaşlı kadın... ''Anıt değil... Belki, Harvard'a bir bina yaptırabiliriz.'' Rektör, yıpranmış giysilere nefret dolu bir nazar fırlatarak, ''Bina mı?'' diyerek tekrarladı, ''Siz bir binanın kaça mal olduğunu biliyor musunuz? Sadece son yaptığımız bölüm yedi buçuk milyon dolardan fazlasına çıktı...''

Tartışmayı noktaladığını düşünüyordu. Artık bu ihtiyar bunaklardan kurtulabilirdi... Yaşlı kadın, sessizce kocasına döndü: ''Üniversite inşaatına başlamak için gereken para bu muymuş? Peki, biz niçin kendi üniversitemizi kurmuyoruz, o halde?''

Rektör'ün yüzü karmakarışıktı... Yaşlı adam başıyla onayladı. Bay ve bayan Leland Stanford dışarı çıktılar. Doğu California'ya, Palo Alto'ya geldiler. Ve Harvard'ın artık umursamadığı oğulları için onun adını ebediyyen yaşatacak üniversiteyi kurdular.

Amerika'nın en önemli üniversitelerinden birini STANFORD'u.

5 Mart 2009 Perşembe

Doğru yol hangisi bulabilir misin?

Bir yol ayrımındasınız ve karşınızda iki yol var yollardan biri sizi kurtuluşunuza diğeri ise felaketinize götürecelk birden arkanızda iki kişi beliriyor ve bu kişiler yolları biliyorlar fakat bunlardan biri devamlı yalan söylüyor biri ise davamlı doğru söylüyor. Sizin ise bu kişilerden istediğiniz birine bir soru sorma hakkınız var. Bu soru ile doğru yolu bulup kurtulmanız isteniyor. ( kişiler yolların yanında değillar yani ne kişilerin duruşu şekli nede yolun ilir misinbiçimi açısından herhangi bir ip ucu yok ) Evet sizin sorunuz ne olurdu?

3 Mart 2009 Salı

İnsanlar hakkında hüküm verirken!!!

Bilgeliğine şüphe duyulmayan bir adam çocukların hayat boyu sürecek bir ders vermek istiyordu.
Oğullarının öncelikle insanlar ve hayatta hemen her konuda çabuk hüküm ve karar vermenin yanlışlığını öğretmek istiyordu.
Bir gün dört oğlunu yanına çağırdı. En büyük oğluna, ülke dışına kış mevsiminde çıkıp bir mango ağacını görüp incelemesini istedi. Daha küçük oğluna bahar mevsiminde yolculuğa çıkıp bir mango ağacını görüp incelemesini istedi.
Üçüncü sıradaki büyük oğluna da yaz mevsiminde yola çıkıp göreceği mango ağacını iyice incelemesini istedi. Oğullarının en küçüğüne ise sonbaharda yolculuğa çıkıp göreceği mango ağacını incelemesini söyledi.
Mevsimler geldi geçti ve bütün oğulları yolculuklar ini tamamladılar. Bilge baba bütün çocuklarını yanına çağırdı ve:
- Haydi, simdi de görüp incelediğiniz mango ağacının özelliklerini bana anlatın, dedi.
Kısın yolculuğa çıkan en büyük oğlu:
- Baba, ağaç sanki yanmış, kuru bir kütük gibiydi.
Ondan daha küçük olan, bahar mevsiminde yolculuğa çıkan oğul söze başladı
ve:
-Ağabeyim dediği yanlış, ağacın yemyeşil yaprakları her tarafını sarmıştı, dedi.
Üçüncü sıradaki oğul ise ağabeylerine itiraz ederek,
- Sizin söylediğiniz gibi değildi, dedi, ağaç gül gibi güzel çiçeklerle donanmıştı.
Sıra en küçüğüne gelişti, o bütün ağabeylerine itiraz etti ve:
- Siz hepiniz ne gördünüz bilmiyorsunuz, ağacın meyveleri vardı, ben tattım, tadı armudun tadına benziyordu, ağaçta armut ağacına benziyordu, dedi.
Simdi konuşma sırası bilge babaya gelmişti. Bilge baba konuşmaya başladı ve söyle dedi:
-Oğullarım, aslında hepiniz doğru söylüyorsunuz. Çünkü ağacı ayrı mevsimlerde gördünüz.
İste size hayat boyu aklınızda bulunması için öğüdümü vermek istiyorum:
İnsanların hal ve tutum ve davranışları hakkında hüküm verirken, o insanların her mevsimini, her yönünü bilip bilmediğinizden iyice emin olduktan sonra karar verin!..

Hangisi????****

Şirketin insan kaynakları yöneticisi, iş başvurusuna gelen adaylara bir soru sormuş;
“Sorunun doğru cevabı yok, vereceğiniz cevap sizi tanımamızda etkili olacak. Karanlık, yağmurlu bir gece, yağmur yağıyor, fırtına var, gök gürlüyor ve siz sabaha karşı iki sularında yalnız ve ıssız bir yolda araba kullanıyorsunuz. Araba iki kişilik. Biraz ilerde otobüs durağında üç kişi bekliyor. Birincisi doktor, daha önce hayatınızı kurtarmış. İkinci kişi, çok yaşlı ve hasta. Soğuktan ölmek üzere. Üçüncüsü, aşık olduğunuz ve bugüne kadar söyleme fırsatı bulamadığınız kişi. Hava gittikçe kötüleşiyor ve arabanızda sadece bir kişiye yer var. Böyle bir durumda ne yapardınız?”

Görüşmecilerden bazılarının cevapları tahmin edebileceğiniz gibi şöyle:

A. Hasta adamı en yakın hastaneye götürürdüm.

B. Doktor daha önce hayatımı kurtardığına göre onu alırdım.

C. Hasta adam tabi ki önemli ama, kendi geleceğim ve hayatım için, aşık olduğum kişiyi alırdım.


Siz olsanız ne yapardınız...
GEREKÇELERİYLE BERABER YORUMLARINIZI BEKLİYORUM ......EN SONDA BEN DE KENDİ FİKRİMİ SÖYLEYECEM (MATONTEZ)

2 Mart 2009 Pazartesi

BABAMI İSTİYORUM

Adam yorgun argın eve döndüğünde 5 yaşındaki
çocuğunu kapının önünde beklerken buldu.
Çocuk babasına, "Baba bir saatte ne kadar para
kazanıyorsun" diye sordu... Zaten yorgun gelen
adam, "Bu senin işin değil" diye cevap verdi.
Bunun üzerine çocuk "Babacım lütfen, bilmek
istiyorum" diye üsteledi. Adam "İllâ da bilmek
istiyorsan 20 milyon" diye cevap verdi. Bunun
üzerine çocuk "Peki bana 10 milyon borç
verir misin" diye sordu. Adam iyice sinirlenip,
"Benim senin saçma oyuncaklarına veya
benzeri şeylerine ayıracak param yok. Hadi,
derhal odana git ve kapını kapat" dedi.
Çocuk sessizce odasına çıkıp kapıyı kapattı.
Adam sinirli sinirli "Bu çocuk nasıl böyle şeylere
cesaret eder." diye düşündü. Aradan bir saat
geçtikten sonra adam biraz daha sakinleşti ve
çocuğa parayı neden istediğini bile sormadığını
düşündü, "Belki de gerçekten lazımdı"...
Yukarı çocuğunun odasına çıktı ve kapıyı açtı...
Yatağında olan çocuğa, "Uyuyor musun" diye
sordu. Çocuk "Hayır" diye cevap verdi...
"Al bakalım, istediğin 10 milyon. Sana
az önce sert davrandığım için üzgünüm.
Ama uzun ve yorucu bir gün geçirdim" dedi...
Çocuk sevinçle haykırdı, "Teşekkürler
babacığım"... Hemen yastığının altından
diğer buruşuk paraları çıkardı. Adamın
suratına baktı ve yavaşça paraları saydı.
Bunu gören adam iyice sinirlenerek, "Paran
olduğu halde neden benden para istiyorsun?...
Benim, senin saçma çocuk oyunlarına ayıracak
vaktim yok" diye kızdı... Çocuk "Param vardı
ama yeterince yoktu " dedi ve yüzünde
mahcup bir gülücükle paraları

babasına uzattı; "İşte 20 milyon...
Şimdi bir saatini alabilir miyim babacım?..."